Herne , arkadaşlar arasında oynanan bir tiyatro oyunun ardından kostümünü çıkarmayı reddeder ve rolüne devam etmeye karar verir. Doğal olarak bunu garipseyen ve kendisine dik dik bakan arkadaşlarına cevabı şu şekilde olur :
" Hepiniz değişim bağımlısı olmuşsunuz ; değişimle nefes alıp veriyorsunuz. Bense değişmeyeceğim. Değiştiğiniz için cennetten atıldınız ve bu değişim çılgınlığına tutulduğunuz için gittikçe alçalıyorsunuz. Size bir şans verildi; insanlar o zaman sadeydi , akli dengeleri yerindeydi, geleneklere uygun yaşarlardı ve bu dünyaya hiçbir zaman olmadıkları kadar bağlıydılar. Siz o şansı yitirdiniz ve şimdi , bir an için bile olsa onu yeniden ele geçirdiğinizde elinizde tutmayı beceremiyorsunuz. Ben asla değişmeyeceğim. "
...diyor Gilbert Keith Chesterton kitabı Don Kişot'un Dönüşünde. Herne kostümü çıkarmamakta , değişmemekte inat ediyor ve olan biten her şey ,toplumsal ve siyasal çıkarımlar eşliğinde düğümlenip çözülmeye başlıyor.
Değişmemek aynı kalmak, aynı şeyleri yapmak ve hep aynı şeylere devam etmenin bir güzelliği vardır. Değişimin kimi zaman insana iyi geldiği tabi ki yadsınamaz ama ne bileyim bazı şeyleri ritüel haline getirip aynı şekilde tekrarlamak kendimi iyi hissetmeme neden oluyor. Keyfim yerinde olduğu zaman bitmiş olsa bile elime hep o aynı sevdiğim kitabı alıp aynı yerde aynı dekor önünde okumak gibi. Arada sırada haftanın belirli bir günü en sevdiğim bir yemeği yapıp yemek, her gün belirli bir saatte o şarkıyı dinlemek, her yıl aynı tarihte o şehirde olmak gibi...
Değişmemek daha bize ait ve sade , değişmek daha başkasına ait ve karışık...
Her şeyin hızla değiştiği hayatımızda değişememek de bize mutsuzluk getirir oldu. Modern bir hayatın peşinde koşmak neden, bizden önce hayatını sürdürmüş bunca insanın bizden daha mutlu olduğundan eminken ?
Aklıma gelmişken "her şey" ne kadar da çabuk eskiyor ama her şey. Var mı aksini düşünen ?
Yaz gelmesine geldi ama mesleki jargonla yurt genelinde hala bahar havası hakim. Olsun ! Ruhu üşüyenlerin içini bir şekilde ısıtmaya dahi yetiyor yaz mevsiminin ismi...
Denizle kucaklaşmadan önce ona "bakarak" iyice duygu ve düşünce süzgecinden geçirmeli. Buna yetecek kadar uzun zamanlar yakındır !Twitter'da paylaş
Recent Posts
3 yorum:
Değişim de kendi içerisinde stabil bir durum içeriyor.
değişerek aslında hep aynı kalmak istiyoruz.
mesela orta yaş sendromundaki bir kişi sürekli değişerek genç kalmaya çalışıyor. Modern şehirli kadınlar sürekli değişerek güzel kalmak istiyor.
ben mutlu olmak-kalmak için değişiyorum.
ama değişmeyen şeylerin bir ritüelcesine özenle ve zevkle yapılması bambaşka bir şey...
aynı pencereden değişen dünyaya bakmak gibi...
denizin sesini de, kokusunu da, rengini de çok özledim... ama az kaldı diyorum, mavi aynasında suların boy vermeye, güneşin kuruttuğu su damlalarından kalan tuz izlerinde yol almaya :)))
Blush , aynı pencereden değişden dünyaya bakmak sözü üzerine de uzun uzadıya yazılabilir. Teşekkürler güzel yorum için.;)
boy vermeye :)) nil , burası bugün de kapalı :) geç olmasın izine kadar güç de olmasın :) teşekkürler
Yorum Gönder