Recent Posts

19 Mayıs 2011 Perşembe

Eski Zaman Seyyahları ve bir MİM

Değerli blog dostum Burcu Ilımlı Fısıltılar adlı güzel blogunda beni mimlemiş. Konuyla ilgili yazacaklarımın ilginç olacağını düşünmüş.Kendisine teşekkür ederim.

Mim konusu şöyle : Tarihsel devinimde nerede olmak isterdin? Neden orada olmak isterdin? Kimi görmek isterdin?

Bu mim konusunda oldukça şanslı sayılırım çünkü tarihi severim. Ondan ders çıkarmak için falan da sevmem basit bir şekilde eskiye ait olduğu için severim. Bu sayfalarda bunu çok yazmışımdır ve de yazacağım da. Eskiler güzeldir. Bu içinde bulunduğumuz zamanlar da ilerde bana daha güzel gelecek eminim.

Son zamanlarda tarihin hangi noktasında olmak isterdim konusunu sık sık düşünüyordum aslında iyi denk geldi. Bu, hangi zamanda yaşamak isterdim gibi değil çünkü bunun aksine şu halimle hangi zamana yolculuk yapmak isterdim fikri beni cezbediyor. Birkaç senedir Amin Maalouf kitapları okuyorum. Birçok araştırmanın takibinde yazdığı kitapları roman da olsa tarihi olduğu gibi yansıtıyor diye düşünüyorum. Hani bir roman karakterinin yerine kendinizi koyarsınız ya! Ben de bu kitaplarla o eski zamanlara gitmek isterdim . Yüzüncü addaki Baldassare Emriaco'nun yol arkadaşı olan bir antikacı olmak isterdim.


Sonra Evliya Çelebi mesela...Gezilerinin arasında dinlenmek üzere uğradığı bir handa hemen yanı başında onu gözlemlemek belki iki çift laflamak isterdim tebdil-i kıyafet ve tabi yine şimdiki halimle. Dedim ya ışınlanmak isteği benimkisi. Okuldayken o öğretilen meydan savaşlarına ışınlanmak isterdim. Hemen şimdi gözümü kapadığımda savaşın olduğu alana hakim bir tepede savaşı izlesem derdim. Alanda değil de tepede olmak isterdim :)

Yine 17. yüzyılda yaşamış seyahatnamesini okuduğum Jean De Thévenot'ya Anadolu gezisinde eşlik etmek isterdim bizim Çelebi'yle işim bittikten sonra. İstanbul , İzmir , Batı Anadolu ve Ege adalarını gezip anlatmış Thévenot. Zevkle okudum. Zaman ne kadar geçerse geçsin bir toplumun karakterinin değişmediğini gösterdi bana. Yabancının gözünden tarihimizi dinlemek de ayrı bir keyif nedense dışardan bir göz bazı ayrıntıları daha iyi görüyor.

Frenk kıyafetleri içinde Thévenot ve ben 1600'lü yıllarda Sakız adasına beraber kürek çekerken yaptığımız bir muhabbet arasında bir önceki durağı olan İzmir notlarından bahseden seyyaha " Jean şu yazdıklarını kitap yapsan ya hem ilerde de okurlar" desem. "Pehh dese" gülse . Bunun üzerine olacakları bilen ben de gülsem bıyıkaltı...

Tarihte hangi noktada kimle olmak istersiniz sorusu yukarıda okuduğum kitapların etkisinde kalıyor olacağım ki hep bu şekilde aklıma geliyor. Aklıma ilk geldiği şekliyle paylaşmak istedim.

Şimdi benim de bu mim'i başkasına devretmem gerekiyor sanırım. Dalgaİzleri'nin nazını kim çeker bilmiyorum ben şöyle yapayım : Tarihin hangi noktasında olmak isterdiniz ve neden sorusunu ilginç bulan takipçi blog arkadaşlarım bunu mim olarak kabul etsinler lütfen biz de zevkle okuyalım.

-------------------------------------------------------------------------------------
© İlk fotoğrafta iki seyyah Thévenot ve Evliya Çelebi. Sonraki fotoğraflar dalgaizlerine aittir. İlk ikisi Safranbolu Cinci Hanından. Son fotoğraf Thévenot'nun da ziyaret ettiği Bodrum kalesinden.TwitterTwitter'da paylaş

8 yorum:

BuRCu dedi ki...

Senin deyiminle nazımı çektiğin için teşekkürler :)
Tam da tahmin ettiğim gibi bir yazı olmuş, okurken yazdıklarına bizi de alıp götüreceğin türden.

Ebru dedi ki...

Yine çok hoş olmuş yazdıkların. Yüzüncü Ad ve Doğunun Limanları zamanda yolculuk olsaydı keşke dedirtmiştir okuduğumda ama galiba ben en çok Roza Lüxemburg ve Simone De Beauvoir'un yakın arkadaşı olmak isterdim:) En sevdiğim 2 kadın.

dalgaizleri dedi ki...

Teşekkürler Burcu tekrar ve tekrar ;) yazarken ben de gittim. Dedim ya sevdiğim bir konu.

Ebru abla teşekkürler. Bak artık mim falan öğrendim yazar oldum ben :) Arada sırada zırt pırt geçmişe gidip gelmek isterdim ben de ;)

Blush dedi ki...

Meydanda değilde tepede olmak akıllıca :))

en çok ilgimi çeken 1600lü yıllar sakız adası, kürek ve o yıllarda izmir... Ben tam bir İzmir hayranı olduğum için :)

dalgaizleri dedi ki...

:)) Evet Blush hem toz duman da gelmez tepeye. Sırtımı şöyle ağaca verip izlerdim :) Sen de yazsana bunu senin blogun temasına uygun düşer mi ?

Blush dedi ki...

Tamam olur bende yazarım :)
bana bir zaman tüneli mimi gelmişti ikisini aynı anda yazarım.

Bloğun teması önemli değil bez çaput yazmak nereye kadar :)arada kaçamaklar iyi oluyor.

Syhn dedi ki...

bende mimar sinan olmak isterdim böylee eserlerim yüzyıllarsonra bile konuşulsun falan ama nerdeeee..

dalgaizleri dedi ki...

Syhn diyelim ki öyle ;) Kesinlikle Mimar Sinan ilk akla gelenlerden. O eserlerin aslında gizemli olan yapım öyküleri , çalışmaları , düşündükleri.;)

Blog Widget by LinkWithin