Recent Posts

8 Mayıs 2011 Pazar

Edebiyat dünyasından bir anne : Ursula

Aslında edebiyatta anne karakteri deyince aklıma ilk olarak Albert Camus'nun "Annem ölmüş bugün, belki de dün..." sözleriyle başlayan çok sevdiğim "Yabancı" kitabındaki Meursault başkarakterinin annesi geliyor. Kitabın başında ölmüş olduğu için hakkında pek bir şey yazamıyorum. Belki bir dahaki anneler gününde bu annenin oğlu hakkındaki düşünceleri üzerine varsayım niteliğinde bazı çıkarımlarda bulunurum.

Nasıl bu anne Yabancı romanını roman yaptıysa Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık romanını roman yapan anne karakteri de Ursula Buendiadır bana göre. Bilmiyorum nedendir ama anneler gününe ait kutlamalarda bütün cümleler " vefakar , cefakar annelerimiz " diye başlar ya belki de ondan ilk olarak bu ikisi aklıma geldi.

Buendia ailesinin direği Ursula . Bu "anaerkil" ailenin her şeyi...Sadece çocuklar için bir anne değil ailenin geçimini sağlayanı , para kazananı...

Bana göre kitabın en önemli karakteri Ursula Buendia etkisini kitabın başlarından ziyade devamında gösteriyor. Ursula'nın devamlı kendiyle çatışma içinde olan kişiliğini seviyorum. Bir yandan sorumlu olduğu aileyle ilgilenirken bir yandan da aile mutsuzluğuna katkıda bulunuyor sanki. Kendisini evine ve ailesinin devamına adıyor. Çoğu zaman aile bireylerinin mutluluğundan önce para ve sosyal konumunu ön plana alıyor. En ilginç yanı ise Ursula sanki Jose Arcadio'nun eşi değil de sanki ona da "annelik" yapan bir karakter izlenimi oluşturuyor zihinlerde.

115 yılı aşan bütün bir ömründe ailesine acımasız diktatör oğullarına bile bakar onları yönetir. Uzun yaşamı ona hayatın kendini tekrarlayıp duran çember olduğunu öğretir. Gözleri kör olsa ezilse büzülse dahi ailesinin iyi olduğunu bilir ve onların koruyucu meleği olur o :

"...Ursula da hamaratlıkta kocasından geri kalmazdı. Ufak tefek,çalışkan, ciddi, siniri sağlam, ömründe bir kez olsun şarkı söylediği duyulmamış bu kadın, kolalı içeteklerinin boğum hışırtısını peşindensürükleyerek şafaktan geceyarılarına kadar oradan oraya koştururdururdu. Bastırılmış toprak taban, sıvasız kerpiç duvarlar,kendi elleriyle yaptıkları yontulmamış tahtadan döşemeler, onunsayesinde her zaman tertemiz olur, giysilerini kaldırdıkları eskisandık mis gibi fesleğen kokardı. "

Edebiyatta anne unsuru denince aklıma ilk gelenlerdi bunlar. Sizler de aklınıza gelenleri yorum bölümünde paylaşırsanız mutlu olurum.

Bu yazıyı da aracı yaparak tüm annelerin anneler gününü kutlarım !

-------------------------------------------------------------------------------------
© Resim "çiçek taşıyan" Diego Rivera'ya ait. Fotoğraf Marquez'in sevdiğin bir fotoğrafı.TwitterTwitter'da paylaş

12 yorum:

aglea dedi ki...

sevgili burak,

marguez'in ursula'sının ne kadar çok aynı isimleri taşıyan oğlu, kızı, torunları vardı öyle. yüzlerce... okurken tüm dikkati verir yine de zorlanırken, o hiçbirini karıştırmazdı:) ve hikâyeyi başlatan ursula, hepsinden sonra terketti sahneyi...

dalgaizleri dedi ki...

Evet aglea ;) Tıpkı Meursault'un annesi gibi başlattığı hikayeyi yine o bitirdi aslında...

Blush dedi ki...

ahh şu annler günü... annesini kaybetmiş yada tanımamış yada sevgisinden mahrum kalmış pek çok insanın kabuğunu kaldıran gün.
Egolarımızdan gözümüz kararmışken empatiyi unuutuğumuz özel günler...

Bugunu bırakıp yazıya dönecek olursak 'yabancı' da çizilen anne çocuk profili aslında gerçek olandır. Onu sevmek zorunda değiliz o da bizi...
yanılmıyorsam karekter üzülmediği için görevlinin onu kınadığını düşünüyordu.
ama böyle olduğu için vicdan azabı çekmiyordu.

roman ve anneler deyince aklıma Toprak anadakı Tolunay gelir. ebebini bilmiyorum :)

dalgaizleri dedi ki...

Blush , teşekkür ederim yorum için.

Yabancı'daki anne romanda bize tanıtılmasa da onun hakkında aslında ne çok şey biliyoruz. Bugün onun üzerine yazmalıydım. Aklımda birçok şey var yetiştirememekten korktum.

Annelik belki de öyle güzel bu kitaptaki gibi . Anne-çocuk ilişkisini arkadaş ilişkilerine benzetme çabasında diğerleri.

Bir de Forrest Gump filminde Forrest'ın annesi var mesela...

Esin Bozdemir dedi ki...

Annelik üzerine ne söylenilse hissedilenler her yürekte çok başka olacaktır!..her annenin evladının kendisine bir tek kendisine çok başka göründüğü gibi!..hiç bu duyguları yaşamayanlarında çok başka şeyler hissettikleri gibi!..

Başta Yaratan!
doğan ve doğacak olanın oluşumuna ortak olan eşleri
ve
ona bu yüce duyguyu bahşeden tüm güzel varlıkları...

sizin ve tüm annelerin
"Anneler Günü" kutlu olsun...

güzel örneklerle kıssadan hisse dokunuşlar veren yazınız için de teşekkürler..

Esen kalın...

Blush dedi ki...

rica ederim bu bloğu okumak bir zevk :)

evet o anne belkide herkesiz analiz etmesi gereken bir yansıma.
Karekter üzerinde izleri var.
umarım daha sonra yazar ve paylaşırsınız.

Bu arada Forrestin annesnı tamamiyle unutmuşum muhteşemdi öyle anne var mı bilmiyorum.
işte bir cümlesi;

”Hayata devam edebilmek için,geçmişi geride bırakmak gerekir.”

çok doğru :)

dalgaizleri dedi ki...

Teşekkürler Esmir ! Güzel bir noktadan bakan yorumunuz ve kutlama için...

Çok doğru Blush :) Gump'ın annesiyle Yabancı'daki anne arasında da ortak nokta var. Senin yorumlarını okumak büyük zevk asıl. Teşekkür ederim.

Hayal Kahvem dedi ki...

Selam Dalga İzleri
Romain Gary'nin Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı adlı kitabını okumuş muydunuz? Bir oğul ve ona delicesine bağlı bir annenin öyküsüdür. Bildiğim en iyi otobiyografik romanlardan biridir. Hayal Kahvem'de yazdığım bir yazı vardı. İlgilenirseniz okumanızı isterim.
http://hayalkahvem.blogspot.com/2011/04/hayatlar-film-olacak-yazarlar.html
Sevgiler.

dalgaizleri dedi ki...

Hayal Kahvem , okumam gereken o kadar kitap var ki ! Nasıl yetiştireceğimi bilmiyorum. Listeye aldım Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı'yı da ;)

Blogunuzu çok sevdim sakin kafayla detaylı bir şekilde inceleyeceğim.
Teşekkür ederim ;)

. dedi ki...

Ana diyince Pearl S. Buck`un kitabı olan ANA gelir aklıma ve o ananın çektikleri...

dalgaizleri dedi ki...

Ebruli günce okumadım o kitabı bir inceleyeceğim . Teşekkürler ;) Maksim Gorki'nin de vardı bir Ana isimli kitabı. Edebiyat dünyası da analarla dolu. Her yerde herkes için aynı.

Unknown dedi ki...

Anne örneği işte bu kitapta

Blog Widget by LinkWithin