Recent Posts

8 Nisan 2011 Cuma

Italo Calvino - Görünmez Kentler

Görünmez kentler İtalyan yazar İtalo Calvino’nun bir kısa romanı. Kitap tecrübeli doğulu hükumdar Kubilay Hanla Venedikli seyyah Marco Polo arasındaki muhabbetlerden oluşuyor. En güzel yön de bu ki ikili aynı dili konuşamasa da işaret diliyle , imalarla ve birtakım nesneler kullanarak anlaşmaya çalışıyor. Benim dikkatimi çekmek için bu kadar bilgi yetmişti. Bu kitabı diğer kitaplardan ayıran bu yukarıda saydığım özellikleri merakımı artırdı. Edindim ve moda tabirle bir çırpıda okudum.

Kitabın önsözünde Calvino şunları yazmış : "Görünmez Kentler bildik kentler değil ; kurmaca kentlerdir. Hepsine birer kadın adı verdim ; kitap kısa kısa bölümlerden oluşuyor. Bu bölümlerden her biri, her kent için ya da genel anlamda kent kavramı için geçerli bir ipucu sunmalı."

Marco Polo'nun Kubilay Han'a sunduğu bu 55 kent şiirsel bir dille okuyucuya sunuluyor. Kentlerin akla getirdikleri yine bu ikili arasında 5-10 şehir sunumu arasında kısa görüş alışverişlerine neden oluyor.

Anlatılan şehirler hayali gizli bir güce sahip gibi. Yazarın sayesinde şehrin mimarisi ve yaşayışının içinde buluyor okuyan kendisini. Polo belki de hayalindeki özlemindeki kentleri anlatıyor,bizler de belki aynı düşüncelerle kendi şehirlerimizi kuruyoruz. Şehirler önemlidir ve şehirlerin insanlarla bağı daha da önemlidir bence. Calvino'nun kitabında her şehir bir karakter taşıyor ve hepsinin bir düşünce sistemi var sanki...

En yalın öğeleri anlamak için bazen karışık olmak gerekir.Kitabın da biraz böyle bir yapısalcı havası var. Gerçekleri anlamak için biraz hayal ve masal da gerekir . Son zamanlarda böyle gerçeküstü ya da masalsı şeylere yöneldim. Gerçek ve hayal birbirinin sağlaması gibi. Aralarında ince bir perde var.

Kitabı okuduktan sonra internetten baktım da kitap birçok görsel sanatçıya ilham kaynağı olmuş. Nora Sturges'ın çalışmalarını ben çok beğendim. Hayal güçlerimize sınır koymak gibi olmasın ama Calvino'nun kitabında anlatılan şehirler Sturges'a göre böyleler :



Kitabın etkisinde ayracı sayfaların arasına bırakırkenki anlardan birinde çok güzel bir şarkı denk geldi. Sezen Aksu - Düş Bahçeleri . Kitabı okudum , kafamda filmini çektim ve soundtrack albümünün en başına da bu şarkıyı koydum. Bence tam da uydu !

TwitterTwitter'da paylaş

8 yorum:

Ful yaprakları dedi ki...

yazı pek keyifli olmuş.

dalgaizleri dedi ki...

teşekkür ederim Ful yaprakları.;)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ağaca Tüneyen Baron'u çok sevmiştim.:)

Bu yazıdaki resimler çok güzel, bir de.

dalgaizleri dedi ki...

Kesinlikle ilham verici özellikle üslubu çok beğendim. Hep istemişimdir sevdiğim kitaplarda aklımda oluşan imajı resmetmeyi.

aglea dedi ki...

yazı, resimler çok güzel. ve elbette calvino, her zamanki gibi etkileyici. ben fotoğraflara da "resim" deyiveriyorum genellikle. bak burada bir resmi var, kucağında "görünmez kentler" :)

http://ztopya.tumblr.com/post/3066461047

dalgaizleri dedi ki...

Fotoğrafı da çok beğendim.Ben de sık sık kalem elimde okuyanlardanım. Kalem ,Görünmez kentler ve fotoğrafın hafif flu olması da manidar.

Ebru dedi ki...

Sevgili Burak tarih olarak denk gelmese de aynı kitapları en fazla 1 yıl arayla okuyoruz:)

dalgaizleri dedi ki...

Ne hoş bir tesadüf Ebru abla. Belki de aynı tarihlerde okuyoruzdur da buraya yazış tarihleri farklıdır. Ayn kitaplaro okumamız çok güzel.:)

Blog Widget by LinkWithin